Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Çanakkale Savaşları

Yeni Bir Çanakkale Marşı

Yeni Bir Çanakkale Marşı

 

Yrd.Doç.H.Yılmaz KÜÇÜKÖNCÜ *[1]

 

Özet

Müzik, toplum hayatında kültürel bir ürün olarak, tarihin her döneminde ve her zaman çeşitli amaçlarla hem üretilmiş hem de kullanılmıştır. Toplumu oluşturan bireyler öncelikle kendi duygularını yansıtan müzikleri oluştururlar. Toplumun,  ortak duygulara sahip diğer fertleri de bu müzikleri, dinleyerek ve seslendirerek kullanıp paylaşırlar. Bu şekilde, her toplumda kültürel yapıyı yansıtan, toplumun harsına uygun üretilen müzikler, toplumsal müzik kültürünün ortak malı haline gelir ve bu kültürel müzik biçimi halk müziği olarak adlandırılır. Toplumları yönetenler, toplumların ortak malı olan müzikten, onları daha rahat yönetebilmek için daima yararlanmışlardır. Aynı şekilde, toplumda yönetilen durumundakilerde yönetenlere, olumsuz yada olumlu isteklerini belirtmek istediklerinde, her zaman müziği araç olarak kullanmaktadırlar.

Bu çalışmada, iki farklı kaynaktan elde edilen  “Çanakkale Marşı” adlı eserin kayıtları ile ilgili olarak, kaynak tarama yöntemiyle kuramsal çerçevede karşılaştırmalı nitel bir durum tesbiti yapılmaya çalışılmıştır.  Eserin söz yazarı ve bestecisi ile ilgili kesin bir veri elde edilememiştir. Eser şan için piyano eşlikli olarak marş formunda yazılmıştır.

Sonuç olarak, bu çalışmayla öncelikle tarihsel süreçte Çanakkale ile ilgili yapılmış bir müzik eserinin kayıt altına alınması, müziksel bakımdan eserle ilgili gerekli bilgilerin ortaya konulması, eserin besteleniş amacı, bestelendiği dönemdeki müzik ortamı hakkında bilgilerin elde edilmesi amaçlanmaktadır.   

Anahtar Kelimeler: Çanakkale Marşı, Kültürel Müzik, İbrahim Mehmed Ali, İbrahim Ethem

 

 

 

 

A New Canakkale Anthem

 

Abstract

Music, as a product of cultural life of society, has always been both used and produced for various purposes in every historical period.  Individuals constituting the community primarily create the music reflecting the emotions. Other members of the society who have also the common emotions use and share these kinds of music by listening and singing (chanting). In this way, the music made in accordance with the culture of the society which reflects the cultural structure in every society becomes the common property of the music culture and this cultural music format is called folk music. Society administrators have always benefited from music which is the common good of society so that they can manage them more comfortably. In the same way, those who are administered in the society always use the music as a tool when they want to specify their negative or positive requests from administrators.

 In this study, it will be attempted to be  determined a comparatively case study regarding the records of the work called "Çanakkale Anthem" obtained from two different sources through the literature review method within the  theoretical frame work. An exact data about the composer and tünesmith (.lyricist) of the piece (work) has not been able to obtain. The piece (work) has been written in the form of  an anthem with the piano accompaniment  for vocalizing.

 In conclusion, through this study, it has been primarily aimed at being recorded a piece of music dealing with Canakkale in the historical process, being revealled the necessary information related to the work in view of musical respects, purposing the composition of the work and obtaining the information about the music media in the period  which it has been composed.

 Keywords: Canakkale Anthem, CulturalMusic, Ibrahim Mehmed Ali, Ibrahim Ethem

 

Giriş

Ülke yönetiminin toplum üzerindeki etkisini ve toplumun yönetimle olan durum, tutum ve iletişimini müzikle ilişkilendirmesi bakımından; Konfiçyüs’ün “Bir ülkenin ahlâkî biçimde yönetilip, yönetilmediğini anlamak isterseniz, o ülkenin müziğini inceleyiniz[2] sözü, özellikle toplum kültürünün vazgeçilmeyen ürünü olan müziğin önemini belirterek açıklaması bakımından gerçekten önemlidir. Tarih sürecinde, pek çok üst düzey devlet yöneticilerinin üstün vasıfları arasında çalgı çalmanın önemli yeri olduğunu biliyor ve bunun sosyal statü bakımından bir güç göstergesi olduğunu anlıyoruz. İmparator Adrianus iyi Çitara çaldığını ve güzel şarkı söylediğini övünerek söylerdi [3]. Fransız kralları da, geleneğe karşı bilimsel müziği oluşturmaya çalışan bağımsız sanatçıları savunarak, krallık kolejini kurup, saraylarında sanatçılara fırsat tanıdılar [4] Orhan Gazi, davul çalan ilk Türk padişahı olarak bilinir [5]. II. Mahmut 1826’da Avrupa sanat müziğini devlet politikası biçiminde kabul ederek, Türk müzik tarihinde  yenilik yapmıştır[6].

 Tarihsel süreçte Türk toplumları ve kurdukları devletlerde, müziğin toplumsal, sosyal ve kültürel yönleriyle etkili biçimde yer aldığı görülmektedir. Türkler, musikiye devletin vazgeçilmez bir unsuru şeklinde ehemmiyet atfetmişlerdir. Eski Türk Devletlerinde, onlardan alınarak Abbasiler de ve onlardan alınarak bütün İslâm devletlerinde askeri mızıka, İstiklâl alâmetidir [7]  Türklerde ilk orkestra olarak kabul edilen Tuğ’ların (açık mekan nefesli ve vurmalı çalgılar topluluğu) her akşam üzeri hükümdarın sarayı önünde Nevbet denilen konser vermesi, hükümdarın gücünün sembolünü göstermesi yönüyle toplumsal ve sosyal bakımından; burada, her gün yeni bir eserin çalınması ise, müzik kültürü yönüyle önemli bir anlam barındırmaktadır [8]

1284 yılında henüz yirmialtı yaşındaki, Osmanlı devletinin kurucusu Osman Bey’e Selçuklu Sultanı Gıyasettin Mesut tarafından Beğlik Belgileri gönderilmiştir. Bunlar, Tuğ, Tabıl (Davul), Alem, Nakkare’dir. Osman Bey, bunu davul döğdürerek kutlamıştır. Osman Bey’in 1284’te başlattığı kutlamaya hürmeten, Fatih Sultan Mehmet’e kadar Osmanlı padişahları döneminde “ikindi nevbeti” vurulurken ayakta dinleme, gelenek haline gelmiştir. (Say.1992.s:807).  Fatih Sultan Mehmet döneminde bu gelenek kaldırılmıştır [9].

 “Marş” kelimesi anlam olarak çok farklı amaçlarla ve yerlerde kullanılmaktadır. Müzikle ilgili olan anlamları bakımından, ”Ölçülü yürüyüşlerde kullanılan müzik çeşididir”. İtalyanca “marcia”, Almanca “marsch”, Fransızca “marche”, İngilizce “march” olarak yazılmaktadır. Askeri, okul, gençlik, milli, yürüyüş, izci, spor, bayrak, konser, opera, düğün, yas, cenaze gibi konularda yazılmışlardır [10]. Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlük’te; “Ritmi, yürüyen bir kimsenin veya topluluğun adımlarını hatırlatan müzik parçası”, “Bir topluluğu simgelemek için düzenlenmiş müzik parçası” olarak tanımlanmaktadır [11]. Marş: düzenli yürümeyi ve moral vermeyi amaçlayarak bestelenmiş müzik parçası. Marşlar opera ve oratoryo eserleri içinde de yer almıştır. Bu tür marşlar, askeri bandolar tarafından da seslendirilmişlerdir. Genellikle rondo formunda 4/4’lük ve 2/4’lük ölçülerde yazılmalarına rağmen, az da olsa 6/8’lik ölçüde yazılmış olanlar da vardır [12]. Cangal, marşları şarkı formunda çalgı için yazılmış ‘çalgısal eserler’ kategorisinde incelemektedir. Marşın dans ile çok yakın akrabalığı bulunduğunu belirterek, “Yürüyüş anlamına gelmekle beraber, yürüyüşe uygun ve yürüyüşlerde çalınabilecek (ya da söylenebilecek) parçalarına Marş denir” demektedir. Bu yürüyüşten düzenli adımlar anlatılmak isteniyor ki, bu da tartım öğesi ile gerçekleştirilir. Marşlar, 4/4 (bazan 2/4,3/4) ve bütün şarkı formlarında yazılırlar [13].

Öztuna; Osmanlı Devletinin askeri mızıkası (müzik topluluğu), bu mızıka takımı ve teşkilatına Mehter-Hane, bunların padişaha mahsus olanına “Mehter-i Hane-i Humayun” dendiğini belirtmektedir [14]. Mehter’in Selçuklu’lar döneminde geliştiği bilinmekle birlikte [15], Osmanlılar da Yeniçeri Ocağı’nın kurulmasından sonra, onun müzik topluluğu olarak kurulan ve Farsça “Mihter” kelimesinden geldiği düşünülen Mehter kelimesi ile adlandırılan “Mehter Takımı’nın” kuruluş tarihi tam olarak bilinmemektedir. Müzik, Osmanlı İmparatorluğu döneminde çok önemli yer tutmuş ve devlet yasalarıyla korunmuştur. Cumhuriyet döneminde de, yapılan çalışmalarla geliştirilerek bugünkü çağdaş duruma getirildi [16].

Avrupa’da pek çok besteci, Osmanlı’nın savaşta da yanında ve ordunun önünde bulunan, askeri müzik topluluğu mehterin ritmik etkilerini, kendi algıladıkları biçimde oluşturdukları Türk esintilerini eserlerine yansıtmışlardır. 1770’lerde Türk Marşı yazmak sıradan normal bir çalışma durumuna gelmişti [17]. Üngör, marşların çoğunun bestecilerinin ve sözlerini yazan şairlerin genellikle notaların üzerinde yazılı olmadığını belirtmekte ve yaptığı görüşmelerde ise marş bestecilerinin, bu konuya ilgisiz davrandıklarını belirtmektedir [18].

1826 yılında, II.Mahmut’un Yeniçeri Ocağı’nı kapatmasıyla, onun müzik topluluğu olan Mehter de kapatılmış oldu. Kapatılan Yeniçeri ordusunun yerine kurulan yeni orduya gerekli olan müzik topluluğunu kurmak üzere, kendisi de bir müzisyen olan Sultan II.Mahmud tarafından önce Manguel adlı bir Fransız getirilir [19], 1828 de ise daha önce Napolyon’un bando şefi olarak da görev yapmış, Fransa ve İtalya’da bando şefliği ile tanınan Guiseppe Donızettı yeni ordunun bandosunu kurmak için, bando şefi olarak getirilerek görevlendirilir. Donizetti, bu amaçla 17 Eylül 1826 tarihinde İstanbul’a gelir ve ilk Türk konservatuvarının da temeli olarak bilinen, Muzika-yi Hümayun’u kurar [20]. Burada, Türk müziği ve Avrupa müziği bölümleri bulunmaktadır. Avrupa müziği bölümünde bando ve şeflik eğitimi veren Donizetti, öğrencilerine Avrupa’da kullanılan nota yazısının sistemini de öğretir. Donizetti’nin görevleri arasında bandoyu yetiştirmenin yanısıra saray mensuplarına müzik dersleri vermek de bulunmaktaydı [21]. Osmanlı döneminde tahtta olan padişahlar için marşlar yazılması Donizetti ile birlikte başlayan bir gelenek haline geldi. Donizetti, II.Mahmut için “Mahmudiye”, Abdülmecit için ise “Mecidiye” marşlarını besteler [22]. Mahmudiye onbir yıl, Mecidiye yirmiiki yıl Osmanlı İmparatorluğu’nun milli marşı olarak çalınır [23]. Franz Liszt, Mecidiye marşının temaları üzerine bir çalışma yaparak “Grand Marche Paraphase” adını verdiği solo piyano eserini besteler. Gaetano Donizetti ve Rossini de Osmanlı sultanları için besteler yapmıştır [24]. Ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında, Avrupa müziği eğitimi alanında, yeterli eğitim  almış olan, Osmanlı hanedanı mensuplarından da bazılarının beste yaptıkları görülmektedir. Bu eserlerin içinde marş, polka, vals, polka-mazurka formlarında parçalar bulunmaktadır [25].

Muzika-i Hümayun’un kuruluşundan Cumhuriyet’in ilânına kadar olan 95 yıllık dönemde (1828-1923), orada yetişen pek çok değerli müzisyenimiz marşlar bestelemişlerdir. Bundan başka padişahlar, sultanlar, şehzadeler, paşalar, gayri müslim vatandaşlarımız ve yurda gelen yada gelmeyen yabancı müzisyenler de çeşitli değerli marşlar yapmışlardır [26].  Bu marşların çoğunluğu askeri marşlardır Marş formu klâsik Türk sanat müziği bestecileri arasında da ilgi çekmiştir ve ilk defa Zekâi Dede tarafından kullanılmıştır [27]. Üngör, 1966 yılına kadar yaptığı çalışmalarda, 135 yıllık dönemde 750 marşın kaydına ulaşabildiğini belirtmektedir.

Buraya kadarki bilgiler çerçevesinde her tür müziğin, çok çeşitli amaçlar için kullanıldığını ve buna uygun olarak üretildiğini söyleyebiliriz. Amaç ne olursa olsun, üretilen her eserin mutlaka müziksel bakımdan bir biçimi, formu ve ses yapısı vardır. Müzik eserleri, bestelenişlerindeki müziksel teknik özelliklere göre seslendirilirler. Bir bestenin yapılması ve buna çalgı eşliği yazılması için, öncelikle yeterli düzeyde müziksel yetenek ve duygu birikiminin bulunması gerekir. Bununla birlikte, bunların eğitimle geliştirilerek besteci olacak kişinin yeterli bilgi düzeyine de erişmiş olması gerekir. Bir başka deyişle, bestecilik mutlaka eğitim gerektiren, çok önemli ve zor bir iştir. Bu çalışmaya konu olan Çanakkale Marşı, aşağıda bu bilgiler çerçevesinde, elde edilen bulgulara göre yorumlanarak incelenmeye çalışılacaktır.

 

Bulgular ve Yorum

Çanakkale muharebeleri savaş malzemeleri koleksiyoneri Seyit Ahmet SILAY’ın koleksiyonunda bulunan, “Çanakkale Marşı” adlı bir müzik eserinin notalarına ulaşıldı. Marşın orijinal nota kaydının ve Osmanlıca sözlerinin incelenmesinde, yazıların çok titiz biçimde elde yazılmış olduğu görülmektedir. 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarında müzik eserlerine ait notaların, İstanbul’da bulunan ve “notacı” olarak tanınan kişilere yazdırıldığı[28] ve bunların ya çoğunlukla Almanya’ya yada Fransa’ya gönderilerek matbaada bastırıldığı bilinmektedir. Çalışmaya konu olan marşın notalarının da bu şekilde yayınlandığını söylemek mümkündür. Notaların dışında kapak bulunmaktadır [29]. Çanakkale Marşı’nın kapak kompozisyonunun üst kısmında Türk bayrağı, alt kısmında Gelibolu yarımadası vardır. Zeminin üzerinde, en üstte başlık olarak yerleştirilmiş bulunan “Çanakkale Marşı” yazısı ve onun yan tarafında bulunan bir açıklama yazısı yer almaktadır (bu açıklama tam olarak okunamamıştır. Ancak, Osmanlıca bilen uzmanlarca okunabildiği kadarıyla, “serkurenadan [30] merhum Hurşit beyin kerimesi şayan-ı nişan-ı Neşet Paşa tarafından” şeklinde yazdığı belirtilmiştir.” [31]. Başlığın altında komutan kıyafetli üç askeri şahsın askeri üniformalı resmi bulunmaktadır (bunlardan üsttekinin Enver Paşa, altta sol tarafta bulunanın Cevat Paşa, alt sağ taraftakinin ise Liman Von Sanders Paşa olduğu anlaşılmaktadır) [32]. Açıklamanın altında ise, bir askerin resmi bulunuyor [33]. Marşın notaları, toplam olarak dört sayfaya yazılmış. [34]. Sözlerin şiir halinde yazılmış olarak bulunduğu tek bir sayfa da, notalardan sonra yer alıyor [35]. Ancak, kapakta ve diğer sayfalarda eserin ne zaman yazıldığına ilişkin bir tarih kaydı bulunmamaktadır. Aynı şekilde, eserin sözlerinin ve bestesinin kim ya da kimler tarafında yazıldığına dair de net bir bilgi ve  açıklama da yoktur.

Türk-İsrail Müşterek Askeri Tarih Konferansı II Bildiriler kitabında, “askeri propaganda açısından ’harp mecmuası’ ve bu mecmuanın Çanakkale muharebesi’ni tasvirdeki rolü” adlı makalede, Esenkaya; “fotoğraflardaki tanıdık simalar teker teker sayıldığında bir isim hemen dikkati çeker: Başkumandan vekili ve Harbiye Nazırı Enver Paşa. Her sayıda ve pek çok sayfada özellikle cephede, teftişte ve toplu fotoğraflarda Enver Paşa’yı görmek mümkündür. Herhalde dönemin direktörü olarak Enver Paşa’nın bu kadar öne çıkarılması bir zorunluluktan kaynaklanıyor olsa gerekir. Bunun yanı sıra bazı şehit subay resimleri, üstün başarılı subay ve er resimleri de mecmuayı süslemektedir.” demektedir [36]. Bu ifadeye dayanarak, marşın sözlerinin komuta kademesince; halkın moral değerlerini yükseltmek için, propaganda amaçlı yazdırıldığını söylemek; aynı biçimde, bestelenişinde marş formunun kullanılma nedenini de, formun yukarıda belirtilen karakteristik özellikleri doğrultusunda açıklamak, mümkündür

Eser, piyano eşlikli şan (insan sesi ile söylenmesi için) parçası olarak düzenlenmiş. Hızı andante (İtalyanca ağırca, ağıra yakın 76 - 108 metronom hızında) olarak belirtilmiş. Tonal yapıda yazılan eserin başında Si bemol ve Mi bemol bulunmaktadır ve buna göre eserin sekiz ölçülük piyano giriş bölümündeki tonalitesi sol minördür. Sözlerin  başladığı  bundan  sonraki kısımda ise Fa diyez kullanılarak tonalite Sol majör yapılmıştır.

Çanakkale Marşı’nın bestecisi olabileceğini tahmin ettiğim Şumnu göçmeni İbrahim Mehmed Ali’nin (1874-1936) korno çaldığı, besteci ve bando şefi olarak Tophane muzikası’nda (bando) eğitim aldığı kaynaklardan anlaşılmaktadır [37]. Üngör, Tophane muzikası’nın 1891’de Zeki Paşa tarafından kurulduğunu, yabancı öğretmen ve yönetici olarak Italo Satvelli’nin getirildiği daha sonra Pepini Gaito’nun da bir müddet burada çalıştığını belirtmekte; çeşitli askeri gemiler, adalar ve Çanakkale dahil olmak üzere pek çok yerde Muzikaların (bandoların) varlığından bahsetmektedir. İbrahim, birinci dünya savaşında esir düşerek Mısır’a götürülmüş ve esaret sonrası yurda dönerek Kurtuluş savaşına katılmıştır [38]. Bandoların geliştirilmesiyle ilgili etkin biçimde çalışmalarda bulunan “Sarhoş İbrahim” lâkaplı besteci “İbrahim Muharrem” veya “İbrahim Ethem” adlarını da kullanmıştır. Çeşitli formlarda pek çok eser yazdığının bilinmesine rağmen basılmadıkları için çoğu kayıtlarda bulunmamaktadır. Çanakkale, Kumkale, Kule, Seddülbahir, Katya(kadya), Kaçanik, Zafer marşları ile ünlüdür [39]. Bestecinin notaları mevcut olan Kumkale marşı, yakın geçmişte bazı bandolarımız tarafından yeniden düzenlenerek Çanakkale’de seslendirilmiştir. Ancak, besteciye ait Çanakkale Marşı’nın notalarına ve daha önce seslendirildiğine ait elimizdekilerden başka herhangi bir kayda, bugüne kadar yaptığım araştırmalardaki ve elimdeki mevcut kaynaklarda rastlanılmamıştır.

İncelemesi yapılmakta olan Çanakkale Marşı adlı eser, 2013 yılında Çanakkale Deniz Zaferi’ni kutlama programında seslendirilmek üzere Çanakkale Boğaz Komutanlığı Bando şefi Yzb. Mehmet KILBAŞ’a da Yetkin İŞCAN tarafından Murat BARDAKÇI koleksiyonuna ait olduğu belirtilerek kendisine ulaştırılmış olup, bando için uyarlaması kendisi tarafından yapılmıştır. Buna ait belgeler eklerde sunulmuştur. Bando düzenlemesi ile ilk defa 14 Mart 2013 ve 2014 yılında 18 Mart Deniz Zaferi töreni konserlerinde bando şefi Yzb.Mehmet KILBAŞ yönetiminde Çanakkale Boğaz Komutanlığı Bandosunca seslendirilmiştir [40]. Bu konser programlarında, eserin notalarına ait kitapçık da dağıtılmıştır [41]. Bu belge üzerinde yapılan inceleme ve araştırmalardan elde edilen bilgiler şu şekildedir; notaların kapağı elimde bulunan diğer kapaktan farklıdır. Bunun, kompozisyonu tamamen değişik biçimde düzenlenmiş olup, alt zeminde İstanbul fotoğrafı bulunmaktadır. Fotoğrafın üst zemininde bayrak yada sancak üzerinde ay yıldız ve içinde ne olduğu tam olarak seçilemeyen bir fotoğraf var. Ay-yıldızın üst kısmında “Çanakkale Marşı” yazısı, yazının altında ise “serkurenadan (baş zurnacı /mabeyinci) merhum Hurşit beyin kerimesi şayan-ı nişan-ı Neşet Paşa tarafından” yazmaktadır [42]. Diğer sayfalarda, Osmanlıca ve bugünkü Türkçe’ye göre yazılmış sözler [43] notalar [44]  vardır.

Çanakkale ile ilgili bestelenen, bestecisi bilinmeyen notaları kayıtlı olmayan ve sözlerinin “müttefikler hepiniz bunu böyle biliniz” şeklinde başlayan bir marş ile “Çanakkale, Çanakkale şeref dolu her yerin” sözleriyle başlayan bir başka marşın daha bulunduğu bilinmektedir [45].

 

Sonuç

  • Müzik, yöneten ve yönetilenler arasında daima bir araç olarak kullanılır. Bu durum, elimizdeki Çanakkale Marşı’nda da görülmektedir. Osmanlı devletinin bulunduğu o günkü şartlar içinde, sözlerinin içeriğinde toplumun sosyal değerleri kullanılarak, orduya ve üst komuta kademesinde bulunan komutan Enver Paşa’ya övgü yapılmaktadır.
  • Üngör, marşların çoğunun bestecilerinin ve sözlerini yazan şairlerin genellikle notaların üzerinde yazılı olmadığını belirtmekte ve yaptığı görüşmelerde ise marş bestecilerinin, bu konuya ilgisiz davrandıklarını belirtmektedir [46]. Yapılan incelemeye göre, mevcut her iki belgeden de eserin güftesinin ve bestesinin kime ait olduğu tam olarak anlaşılamamaktadır. Nota yazım kurallarına göre; söz yazarı (güfteci) ve bestecinin kim olduğu, notanın sağ üst köşesine ve kapağa yazılır. Üngör’ün açıklamasına dayanarak; üzerinde paşaların resminin bulunduğu kapağa daha sonradan bir ek yazı ile açıklama yapıldığı, diğer kapağın ise daha sonra hazırlandığı ve ilk kapaktaki bilgiye göre oraya da benzer açıklama yazıldığı söylenebilir. Deniz Bandosu tarafından verilen konserde, seslendirilen Çanakkale Marşı kitapçığına göre; eserin 1915 yılında “Şayan Hanım” tarafından yazılıp bestelenen bir marş olduğu belirtilmektedir. Orada yazılı ibare, “merhum Hurşit beyin kerimesi şayan-ı nişan-ı Neşet Paşa tarafından” şeklinde olup, buradaki “şayan-ı nişan-ı” ifadesinde geçen “kerime” ve “şayan” kelimelerine dayanılarak eserin Şayan adında bir hanım tarafından bestelendiği düşünülmüş olabilir. Ancak, kadın besteciler dahil olmak üzere yapılan araştırmalarda, Şayan Hanım’ın Türk sanat müziği bestecisi olduğu belirtilmiştir [47]. Halbuki, eserin yapısının tonal sistemde ve marş formunda olduğu, aynı zamanda piyano eşlikli yazıldığı açıkça görülmektedir. Bu bilgilere göre, incelenen eserin  Şayan Hanım tarafından yazıldığını düşünmek zor gözükmektedir. Eserin yazıldığı tarihle ilgili olarak  uzmanlarca verilen bilgilere göre; kapaklarda, eserin 1915’te yazıldığına ait bilgi bulunmuyor. Başlığın altındaki yazıda “serkurenadan (baş zurnacı / mabeynci) merhum Hurşit beyin kerimesi şayan-ı nişan-ı Neşet Paşa tarafından” diye yazmaktadır. Mehter Ahmet Muhtar Paşa tarafından 1911’de yeniden kuruldu ve 1914’e kadar kuruluşu tamamlandı. Enver Paşa tarafından da  mehter’in kuruluşu orduya bildirildi [48]. Buradan, mehter’in baş zurnazeni olan Hurşit Bey’in eserle ilgisinin olduğu söylenebilir. Eğer, eser açıklamada adı geçen Neşet Paşa’nın ise, onun durumu da Şayan Hanım ile aynıdır. Neşet Paşa’da Türk sanat müziği bestecisi olarak kayıtlarda geçmektedir [49]. Ancak, incelemenin bulgularına dayanarak, Çanakkale Marşı’nın sözlerinin Neşet Paşa’ya bestesinin ise İbrahim Mehmed Ali’ye ait olduğu düşünülmektedir. Çünkü, onun çok sesli müzik eğitimi almış olduğu bilinmektedir. Bundan başka Çanakkale Marşı olarak kayıtlarda bulunan bestesi var ve Çanakkale ile ilgili başka besteleri de bulunuyor.

Bu çalışmaya konu olan Çanakkale Marşı adlı eserin, sözleri ve yazılarının Osmanlıca’dan günümüz Türkçe’sine çevrilmesi koleksiyonerler tarafından yaptırılmıştır ve daha sonra bu çalışma esnasında konunun uzmanları [50] tarafından kontrol edilmiştir. Çanakkale Marşı’nın günümüz Türkçe’sine çevrilmiş biçimi şu şekildedir.

ÇANAKKALE MARŞI

-1-

Turanlı Türk evlatları

İslâm’ın nigâhbanları[51]

Arşa yükseldi şanları

Cihana sardı büyük ünvanları

Nakarat

Göğsü imanlı Çanakkale ordusu,

Hak sizden razı olsun

Ey, o şerefli askerlerin ulusu,

Bahtın şerefli olsun

 

Tarihi zafer namınla süslensin

Millet ilelebet seninle şereflensin

Nakarat

Millete şerefli bir tarih yazan asker,

Hak davacısısın

Hakkın inayeti seninle beraber,

Milletin ser tacısın

 

-2-

Kal’anın burcunda sallanan o sancak

Millet senin sayende saye-saz [52]olacak

Nakarat

Cihan senin kılıcın önünde

Bir gün boyun eğecek

Sen bu hakka elbet layık oldun

Orda hak yolu gösterecek

 

Kara günleri unuttu bu millet

Yükseldi Çanakkale’den şems-i satvet [53]

Millet için bu gün ne büyük devlet

Kutlu olsun sana Ebver  bu gazayı himmet

Nakarat

Göğsü imanlı Çanakkale ordusu,

Hak, sizden razı olsun

Ey o şerefli askerlerin ulusu,

Bahtın şerefli olsun.

 

-devamı-

-3-

Ey ordunun kumandanı

Fahr-i ümem Enver Paşa

Türk’lüğün yükseldi şanı,

Ordumuzla binler yaşa

Nakarat

Osmanlı azm-i cihan giranesine

Dünya hayret eyliyor

Osmanlı milletinin güzel hilâli

Semaya yükseliyor

 

Tarih senin ile müştekir [54]                                                                                                                      Millet senin ile müftehir  [55]

Namu şanın izzetle daim

Ümmet-i Muhammed’in sesiyle yükseliyor.

 

                      

 

 

 

 

 

Kaynakça

Aracı, Emre.”Ahmed Adnan Saygun-Doğu-Batı Arası Müzik Köprüsü”.

Yapı Kredi Yayınları:1532-Sanat-74.Promat A.Ş.İstanbul. .(2001)

Aydın, Yılmaz,”Türk Beşleri”.Müzik Ansiklopedisi Yayınları. Şen Matbaası.

Ankara.(2003).

Cangal, Nurhan,”Müzik Formları”.ArkadaşYayınevi.Özkan Matbaacılık ve

Gazetecilik Ltd.Şti.Akara..(2004).

Champigneulle,B,”Müzik Tarihi”.Çeviren:T. Gökçel.”Que sais-je” Pres

Universitaires de France, Paris ve Gelişim Basım ve Yayım A.Şti. İstanbul. Mart  Birinci Baskı. Dizgi.Baskı: Hilal  Matbaacılık Kol, Şti, İstanbul. (1975).

Çalışır, Feridun. “Müziğin Düşüncedeki Yeri”. İş Matbaacılık ve Ticaret.

Ankara. (1971).

İlyasoğlu, Evin,”Zaman İçinde Müzik”. Yapı Kredi Yayınları: 411. Altan

Matbaacılık Ltd.Şti. 6.Baskı. İstanbul. .(2001).

Küçüköncü,H.Yılmaz,”Genel Müzik Kültürü Öğretimi”. Efil Yayınevi.

Eflatun  Basım Dağıtım Yayıncılık Danışmanlık Yatırım ve Tic. Ltd. Şti.

Ankara. (2010).

Öztuna,Yılmaz,”Türk Musikisi Ansiklopedisi II”. Milli Eğitim Bakanlığı.

Devlet Kitapları. Birinci Basılış. Milli Eğitim Basımevi. İstanbul. .(1974).

Say, Ahmet,”Müzik Ansiklopedisi.3”.Cilt.Odak Ofset. Ankara. .(1992).

T.C. Genelkurmay Başkanlığı,”Türk-İsrail Müşterek Askeri Tarih Konferansı

II. Bildiriler Kitabı”.Yayın Numarası:2003/11.Genelkurmay Askeri Tarih

ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları. Genelkurmay Basımevi. Ankara,  .(2003)

Üngör,Etem,”Türk Marşları”.Türk Kültürünü Araştırma EnstitüsüYayınları: 11.

Seri:4 Sayı:A3 Ayyıldız Matbaası. Ankara. (1966).

(ked.tdk.org.tr/index.php?option=com_bts&view=bts).

(http://www.turkishmusicportal.org/list_composers.php?cat=10&lang2=tr)

 

 

 

 

 

Ekler:

 

 

EK1: Çanakkale Marşı’nın kapağının resimlerin bulunduğu yarısı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ek-2. Çanakkale Marşı’nın tam kapak resmi

 

Ek-3.Çanakkale Marşı’nın notaları sayfa no 1

 

 

Ek-4.Çanakkale Marşı’nın notaları sayfa no 2

 

Ek-5.Çanakkale Marşı’nın notaları sayfa no 3

Ek-6.Çanakkale Marşı’nın notaları sayfa no 4

Ek-7.Çanakkale Marşı’nın sözlerinin yazılı olduğu sayfa

                     

Ek-8.a-Çanakkale Boğaz Komutanlığı Bandosu’nca  seslendirilen Çanakkale Marşı’nın programının kapağı ve                                                b- program

 

Ek-9.Çanakkale Boğaz Komutanlığı Bandosu’nca seslendirilen Çanakkale Marşı’nın notalarının kapağı. 

 

                   

Ek-10.Çanakkale Boğaz Komutanlığı Bandosu’nca seslendirilen Çanakkale Marşı’nın  sözlerinin bulunduğu sayfalar. 

 

Ek-11.Çanakkale Boğaz Komutanlığı Bandosu’nca seslendirilen Çanakkale Marşı’nın notalarının  bulunduğu sayfalar (1.2). 

       

Ek-11.Çanakkale Boğaz Komutanlığı Bandosu’nca seslendirilen Çanakkale Marşı’nın notalarının  bulunduğu sayfalar (3.4).

 

[1] Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi

GSE Bölümü Müzik Öğretmenliği Ana Bilim Dalı

e-mail: yilmazkucukoncuyahoo.com 

[2] (Çalışır.1971.s:30)

[3] (Çalışır, 1971, s: 37)

[4] (Champineulle,1975, s: 50)

[5] (Çalışır.1971.s:40)

[6] (Küçüköncü.2010.s:75) 

[7] (Öztuna II.1974.s:23)

[8] (Küçüköncü.2010.s:9)

[9] (Öztuna II.1974.s:23)

[10] (Üngör.1966.s:7)

[11] (ked.tdk.org.tr/index.phpoption=com_bts&view=bts)

[12] (Say.1992.s:799)

[13] (Cangal.2004.s:83)

[14] (Öztuna II.1974.s:23)

[15] (Say.1992.s:807)

[16] (Say.1992.s:807)

[17] (İlyasoğlu.2001.s:278)

[18] (Üngör.1966.s:7)

[19] (Aydın.2003.s:18).

[20] (Üngör.1966.s:31)

[21] (Aracı.2001.s:24)

[22] (Aracı.2001.s:24)

[23] (İlyasoğlu.2001.s:279)

[24] (Aracı.2001.s:24)

[25] (Aracı.2001.s:27)

[26] (Aracı.2001.s:24)

[27] (Üngör.1966. s:41)

[28] (Aracı.2001.s:24), (Say.1992.s:799)

[29] (Ek-1)

[30] Serkurena (baş zurnacı / zurnacıbaşı / mabeyn) anlamlarına gelebilmektedir.

[31] (Ek-1)

[32] (Ek-1)

[33] (Ek-2)

[34] (Ekler-3,4,5,6)

[35] (Ek-7)

[36] (T.C.Genelkurmay Bşknlığı.2003.s:60)

[37] (Üngör.1966. s:38)

[38] (Say.1992.s:643)

[39] (Üngör.1966.s:41), (Say.1992.s:643)

[40] (Ek-8)

[41] (Ek-9)

[42] (Ek-9)

[43] (Ek-10)

[44] (Ek-11)

[45] (Üngör.1966. s:62/66)

[46] (Üngör.1966.s:7)

[48] (Öztuna II.1974.s:23)

[49] (Öztuna II.1974s:71)

[50] Lokman ERDEMİR ve Ahmet ESENKAYA

[51] (gözcüleri)

[52] (başaracak/gölgelik)

[53] (kuvvetli, güçlü, güneş)

[54] (şöhret)

[55] (övünmek/gururlanır)